27 Ağustos 2009 Perşembe

OĞLU ŞEHİT OLAN KÜRT ANNE


TARİH: 26 Ağustos 2009
Yer: Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Çankaya, Ankara
TC Cumhurbaşkanı'nın şehit yakınlarına verdiği iftar yemeğindeyiz...

Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı iftar yemeğinde aynı masada oturduğu bir kadına soruyor:
"Peki sizin bir isteğiniz var mı?"
Kadın başını kaldırıyor, Cumhurbaşkanına dönüyor , öylece bakıyor... Cumhurbaşkanı bir daha soruyor:
"Sizin benden bir isteğiniz var mı?"
Kadın yine öylece bakıyor... Masada bir sessizlik... Cumhurbaşkanı'da şaşırıyor...
Malum Türkiye şu anda sıcak ve gergin bir dönemden geçiyor... Şehit yakınları çok tepkili... Bu yüzden masadaki sessizlik giderek ağırlaşıyor...

DUYGU PATLAMASI

Cumhurbaşkanı bir kez daha sormak üzereyken, yanındaki bir başka şehit yakını Gül'ün kulağına eğilerek şöyle diyor:
"Sayın Cumhurbaşkanım o türkçe bilmez..."
İşte bu söz masada bir duygu patlamasına neden oluyor...
Cumhurbaşkanı bir süre susuyor, sonra şöyle diyor:
"Peki o zaman tercüme edin söylediklerimi..."
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın iftar masasında PKK'yla çatışırken şehit düşen bir Kürt evladımızın anası Cumhurbaşkanı'yla konuşuyor...
O kürtçe konuşuyor,
Cumhurbaşkanı türkçe dinliyor.

DEVLETİMİZ SAĞOLSUN

Cumhurbaşkanı:
"Sizin adınız nedir? Nerelisiniz?"
Şehit anası: Adım Sultan GİDİŞ, Gaziantepliyim
"Şehit yakınınız kim?"
"Oğlum Mehmet GİDİŞ Jandarma erdi. PKK'yla çatışırken şehit düştü.
"Peki benden bir talebin var mı?"
"Sağ olun. Devletimiz sağ olsun her şeyi yaptı."

Tüyleri diken diken eden, volkanik patlamalar yaratan bir diyalog.

KAYNAK: 27 Ağustos 2009 Hürriyet. Sf. 22 Fatih ÇEKİRGE
Oğlu şehit olan anne

Kendi çıkarları peşinde olan, gezegenimizle ilgili önümüzdeki 50 yıllık planlarını hazırlamış olduklarını bilinen, plan çerçevesinde ülkeleri birbirine kırdırmaktan çekinmeyen dış güçlerin ülkemizde gerçekleştirebildikleri kardeş kavgasının resmi.. Üstelik Cumhurbaşkanı masasında tüm çıplaklığı ile ortaya çıkışı...

Anadolu topraklarını doğudan batıdan nasıl bölmeye çalıştıkları yakın tarihimiz incelendiğinde görülüyor. Aynı senaryo son 25 yıldır devam ediyor (zaten hiç durmamıştı derinden derine hep devam ediyordu....).

Fark şu; dış güçler günümüzde kardeşi kardeşe kırdırmayı ve uzaktan izlemeyi yeğliyorlar. Vatandaşlarını başka topraklara askeri amaçlı göndermekten olabildiğince kaçıyorlar.

Kardeşi kardeşe. bir ülkeyi bir diğerine kırdırmak çok daha akııllıca... Bu dış güçlerden birinin; sadece birkaç yıl önce ülkemizin askerini, kendi amaçları doğrultusunda yabancı komşu bir toprağı işgal etmek için kullanmak istediklerinde Genelkurmayın ve TBMM'nin "Hayır" cevabı verdiğini hatırlıyorsunuzdur...

Hiç yorum yok: